Seksenli ve doksanlı yıllarda, evde tek başına kaldığında canı sıkılan çocukların oyalanabileceği alternatif oyunlardan biriydi “Solo Test”. Yıllar geçtikçe, teknolojinin gelişmesi ve sosyal yaşamın değişmeye başlamasıyla birlikte bu oyuna olan ilgi de git gide azaldı.
Solo Test, merkezdeki boş bir deliğin etrafındaki deliklere yerleştirilen piyonları hareket ettirerek oyun alanında en az sayıda piyonun bırakılmaya çalışıldığı bir oyundur. Boş deliğin etrafındaki dört piyondan biri hemen önündeki piyonun üstünden atlatılıp boş deliğe yerleştirilir ve üzerinden atlanan piyon alınır. Bu şekilde oyun alanında en az piyon kalana dek devam edilir. Oyundaki piyonlar öne, arkaya, sağa ve sola hareket edebilir ancak çapraz gidemezler. Eğer bir piyonun etrafında üzerinden atlatılacak bir piyon kalmadıysa o piyon yerinde kalır. En sonunda hiçbir hareket kalmayana dek oyun devam eder.
Oyun alanında en az sayıda piyonu bırakmanın amaçlandığı bu oyun ilk defa 1687 yılında ortaya çıkmış. “Peg Solitaire” ya da “Solo Solitaire” olarak da bilinen oyunun, tarihi olarak, ilk defa 1697 yılında Fransa Kralı 14. Louis mahkemesinde ortaya çıktığı belgelenmiş olsa da, oyun, Soubise prensesi Anne de Rohan-Chabot’un 1687 yılında yapılmış bir gravürü sayesinde öğrenilmiş. Bu gravürde prenses, yanında oyun tahtasıyla oynarken resmedilmiş. Oyun, yazılı basında ise yine 1687 yılında kuralları ve örnekleriyle Mercure de France dergisinde yer almış.

Oyun bir dönem ülkemizde de oldukça popülerdi. Çocukken, arkadaşlarımla oyunun etrafında toplanır, kendi aramızda küçük yarışmalar düzenlerdik. Turlar geçtikçe en fazla piyonu bırakanlar elenir, sona kalan iki kişi de kazanmak için çabalardı. Aynı zamanda tek başına hoş vakit geçirtebilecek bir oyun olması sebebiyle kısa süreliğine can sıkıntımızı gidermemizi sağlardı. Ben genelde oyun alanında üç piyon bırakırdım, dört ya da beş piyon bıraktığım zamanlar da olurdu. Çocukken oynadığımız versiyonda oyun alanında kalan piyon sayısına göre puan ve bu puanlara göre de bazı lakaplar verilirdi. Bu versiyonda, oyun alanında fazla piyon kaldıysa, verilen lakaplar biraz kırıcı olabiliyordu. Ancak günümüzde oyunun farklı versiyonları çıktı ve oyun puan tablosundaki lakaplar da daha yumuşatılmış şekilde değiştirildi.

Seksenli yıllardan doksanlı yıllara uzanan, ikibinli yıllara gelindiğinde ise değişen toplum alışkanlıkları ve teknolojinin hayatımıza daha çok girmesiyle popülaritesini yavaş yavaş yitiren “Solo Test” oyunu, çoğumuzun çocukluğunda oyun alanında fazla piyon bıraktığımızda kafayı yememize neden olan ancak buna rağmen güzel vakit geçirmemizi sağlayan hoş bir oyundu.
Sizler çocukluğunuzda “Solo Test” oynar mıydınız? Oyun alanında en fazla kaç piyon bırakırdınız?