Haruki Murakami – Koşmasaydım Yazamazdım

Merhaba, bu hafta sizlere son zamanlarda oldukça ün kazanan ve Türkiye’de büyük bir popülarite yakalayan Haruki Murakami’nin Koşmasaydım Yazamazdım eserini tanıtacağım.

Haruki Murakami ile tanışmam lisans yıllarında oldu. Yaklaşık 5 yıl önce Japon Edebiyatı dersinde günümüz Japon yazarlarını araştırırken Murakami’ye rastladım. Hakkındaki yazıları ve yorumları okuduktan sonra birkaç kitabını okumaya karar verdim. Fakat sadece Sınırın Güneyinde Güneşin Batısında kitabını okuyabildim o zamanlar ki o da ödevim olması sebebiyleydi. Daha sonra da birkaç kitabına daha göz gezdirebildim.

Haruki Murakami 1949 yılında Kyoto’da doğmuş. Yüksek Öğrenimini Vaseda Üniversitesi’nde tamamlamış ve eşi ile de burada tanışmış. Mezun olduktan sonra ikisi birden 7 yıl boyunca bir caz kulübü işletmişler. İşte bu dönemde Haruki Murakami 風の歌を聴け (Rüzgarın Şarkısını Dinle) isimli ilk romanını yazar ve yazarlık serüveni de burada başlar. Ancak bu hafta sizlere Haruki Murakami’nin bir romanını değil, kendisini anlattığı bir eserini tanıtacağım: Koşmasaydım Yazamazdım.

Koşmasaydım Yazamazdım eserini okumaya başladığınız an, Haruki Murakami’nin ilginç hayatına adım atıyorsunuz desem yerinde olur herhalde. Çünkü bu eser Haruki Murakami’nin kendisi ile ilgili ilk deneme ya da hatırat yazısı da diyebiliriz. Ki bundan kitabın birkaç yerinde de bahsetmekte. Açıkçası şunu söylemeliyim; Koşmasaydım Yazamazdım gelecekte roman yazarı olmak isteyen ve bu işi yaparken sağlıklı yaşamayı planlayanların başucu rehberi olabilecek ya da tam tersi bu ikisine hayranlık beslememizi sağlayacak bir eser kesinlikle. Ne yalan söyleyeyim kitabı okuyuncaya kadar Haruki Murakami’nin uzun maraton koşucusu olduğunu hiçbir yerde okumamıştım. Kitabı okumaya başladıktan sonra beni şaşırtan ilk gerçek bu oldu. Diğeri ise Murakami’nin maratona hazırlık olsun diye bir gün içerisinde 100 km koşmuş olmasıydı. Okurken nedense gözümde canlandıramamıştım bu olayı ki ileriki yıllarda triatlon yarışmalarına da katılması beni hiç şaşırtmadı desem yeridir.

Koşmasaydım Yazamazdım eserini okurken vücut yapısı ile ilgili güzel benzetmelere ve yaşam ile ilgili yorumlarına da denk geliyorsunuz Murakami’nin. Bu yorumlarının içerisinde de beni en çok sorgulatan ve etkileyen cümlesini sizinle de paylaşmak istiyorum.

İnsanın aklındakiler, vücudun ölümüyle birlikte öylece, hiçbir şey olmamış gibi yok olup gidiyor mu acaba? s.77

Eseri okurken birçok müzik ve sanatçı ismi ile de karşılıyorsunuz. Bu da sizin bu alandaki kültürünüzü de az çok geliştiriyor diyebilirim. Koşmasaydım Yazamazdım eseri Türkçe’ye Hüseyin Can Erkin tarafından çevrilmiş ve Doğan Kitap tarafından yayınlanmıştır. Eserin kapağı da çok hoş bir renk harmonisinden oluşmakta.

Bu hafta sizlere Haruki Murakami’nin Koşmasaydım Yazamazdım eserini tanıttım. Gelecek hafta görüşmek üzere.

Youtube kanalımızda yukarıda okuduğunuz yazının podcastini dinleyebilirsiniz;

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s