Haruki Murakami – Sınırın Güneyinde Güneşin Batısında

Merhaba, bu hafta sizlere kişisel olarak sevdiğim eserlerden birisi olan ve Haruki Murakami’nin okuduğum ilk eseri olan Sınırın Güneyinde Güneşin Batısında romanını tanıtmak istiyorum. Doğan Kitap tarafından 2007 yılında Pınar Polat çevirisi ile basılmış bir eser. Bundan önceki yayınlarımda da yazarın İmkânsızın Şarkısı ile Koşmasaydım Yazamazdım eserlerini tanıtmıştım. Bu yayınlara ve yazar ile ilgili bilgilere kitapların üzerlerine tıklayarak ulaşıp okuyabilirsiniz.

Sınırın Güneyinde, Güneşin Batısında

Romanın hikayesine geçmeden önce şunu belirtmek istiyorum. Bu yayınımda bir önceki yayınlarımdan farklı olarak romanı ayrıntılı olarak ele almayı düşünüyorum. Eğer romanı okuduysanız hikayeyi anlatmaya ve not almaya başlayalım isterseniz.

Romanın baş kahramanının adı Hajime ve kendisi tek çocuk. Bu durum romanda özellikle vurgulanmakta. Hajime ilkokulda kendisi gibi tek çocuk olan Shimamoto adlı bir kız ile tanışıyor. Shimamoto doğduğunda felç geçirdiğinden dolayı sol bacağı aksamakta. İkisi de tek çocuk olduğu için birçok konuda ortak noktalar buluyorlar ve birbirleriyle iyi arkadaş oluyorlar. Ancak ilkokul bittikten sonra ikisi de farklı ortaokullara gittiklerinden görüşemez oluyorlar. Yinede Hajime, Shimamoto’yu hiç unutmuyor ve onu her zaman düşünüyor. Şimdi bu noktada Hajime ve Shimamoto’nun tek çocuk olduklarını ve Hajime’nin Shimamoto’yu unutmadığını kenara not düşmenizi isteyeceğim. Devam edelim.

Hajime lise 2. sınıfta İzumi adında bir kız ile çıkıyor. Fakat İzumi’den hoşlanmasına rağmen arada sırada onu Shimamoto ile kıyasladığı anlar da oluyor. Lise 3. sınıfta Hajime, İzumi’nin kuzeni ile birlikte olunca İzumi ile ayrılıyorlar. Tabiki İzumi bu olaydan derinden etkileniyor. Sonra ise Hajime üniversiteye giriyor ve mezun olduktan sonra da bir şirkette çalışmaya başlıyor. Bu kısmın romanın çözümlenmesi noktasında önemli olduğunu düşünüyorum. Hajime hayatının bu döneminde sürekli tek başına zaman geçiriyor ve bazen İzumi ile Shimamoto’yu düşündüğü de oluyor. İşte bugünlerden birisinde Hajime Shimamoto’ya benzeyen, sol ayağı aksayan bir kadın görüyor ve onu takip ediyor. Kadını takip ederken bir erkek Hajime’yi kolundan tutup kadının peşini bırakmasını isteyip ona içinde para olan bir zarf veriyor. Şimdi bu para dolu zarfı kenara not almanızı isteyeceğim.

Bu olayın üzerinden uzun bir süre geçtikten sonra Hajime, Yukiko adında bir kadın ile tanışıp onunla evleniyor. Sonrasında Yukiko’nun ailesinin desteğiyle de bir caz bar açıyor. Herhalde bu kısım hepimize tanıdık gelmiştir. Haruki Murakami gerçek hayatında da caz bar işletmiş birisi çünkü. Hajime’nin bar açtığını duyan eski bir arkadaşı onu ziyarete geliyor ve o sırada İzumi’den bahsedip onun kötü bir durumda olduğunu anlatıyor. Bu noktada Hajime’nin İzumi’nin bu durumundan kendisini suçlu hissetmeye başladığını da söyleyebiliriz herhalde. Daha sonra bir gün bara Shimamoto çıkageliyor ve zamanında takip ettiği kadının da kendisi olduğunu söylüyor. Üç ay sonra Shimamoto tekrar bara geliyor ve ondan sonra Hajime ile Shimamoto birçok kez buluşmaya başlıyorlar. Ancak Shimamoto yine ortadan kayboluyor. Bir süre sonra Shimamoto tekrar çıkageliyor ve Hajime’ye küçükken birlikte dinledikleri plağı hediye ediyor. Hajime plağı dinlemek için Shimamoto’yu yazlığına davet ediyor. Orada birbirlerine aşklarını itiraf ediyorlar ve birlikte oluyorlar. Sonrasında Hajime, Shimamoto’dan kendisi ile ilgili her şeyi anlatmasını istiyor. Fakat Shimamoto her şeyi anlatacağını söylese de ertesi gün çekip gidiyor. Üstelik hediye ettiği plak da yok oluyor. Son olarak plağın yok olduğunu da kenara not almanızı isteyeceğim.

Hajime kafası karışmış bir şekilde eve dönüyor ve ondan şüphelenen karısı hayatında başka bir kadın olup olmadığını soruyor ona. Hajime de bunu kabul ediyor. Bu sırada Hajime Shimamoto’nun birden bire yok olmasının nedenini de sorguluyor ve o anda içinde para olan zarfı hatırlıyor. Ancak her yeri kontrol etmesine rağmen zarfı bulamıyor. Bu da onun oldukça kafasını karıştırıyor. O anda kendisini dışarı atıyor ve taksinin içerisinde İzumi’yi görüyor. Zamanında İzumi’yi derinden incittiği aklına geliyor. Romanın tam olarak bu sahnesinde Hajime’nin geçmişle yüzleştiğini görüyoruz aslında. İlerleyen zaman ile birlikte Hajime yavaş yavaş normal hayatına dönüyor. Shimamoto’yu da unutmaya başlıyor haliyle. Romanın sonunda da Yukiko ile konuşup yeni bir hayata başlamaya karar veriyorlar. Roman burada sona eriyor.

Şimdi biraz çözümleme yapalım. Bu romanı okurken genellikle çoğu okur Shimamoto karakterinin gerçekte var olup olmadığını çok fazla düşünmeyebilir. Ancak ben yukarıda size not aldırdığım yerlerden yola çıkarak, ki bunlar da çok net kanıtlar değil ama, Shimamoto karakterinin gerçekte var olmadığını düşünüyorum. Hajime’nin tek çocuk olmaktan kaynaklanan yalnızlığını çocukluğunda kendi kafasında karşı bir cins yaratarak telafi ettiğini düşünüyorum açıkçası. Bu düşüncemi de para dolu zarfın ve plağın gerçekte olmaması hatta Shimamoto’nun başkalarıyla iletişime geçtiği bir sahnenin de olmaması ile kendimce kanıtlayabiliyorum. Romanı derinlemesine okuyanların bu konudaki düşüncelerini de duymak istiyorum açıkçası. Konu ile ilgili yazının altına yorum yapabilirsiniz.

Roman ile ilgili yazmak istediğim daha birçok konu var ama bunu da yorumlar kısmına saklayayım şimdilik.

Bunu da Haruki Murakami’nin Sınırın Güneyinde Güneşin Batısında romanını ele aldım. Gelecek yayınlarda görüşmek üzere.

Youtube kanalımızda yukarıda okuduğunuz yazının podcastini dinleyebilirsiniz;

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s