Hani bazı kitaplar olur, arada bi’ sayfalarını karıştırıp hangi tümcelerin altını çizdim diye bakarsınız ya, hah o kitaplardan birisidir kendisi benim için. Kitapla tanışmam da kardeşim sayesinde oldu, “abi bi’ kitap çıkmış, dil mil kültür var, tam senlik heheh” diyerek önerdi, sağ olsun.

Kitabın özetini çok hızlı geçiyorum: insanlığın bu evrimsel, gelişimsel sürecini farklı bir bakış açısıyla ele alıyor, yani bu sürecimizi “Ateş, Sözcük, Güzellik ve Zaman” altbaşlıklarıyla ele alıyor. Her bir başlığı ayrıntılı yazmaktansa, direkt olarak ” Sözcük” bölümüne atlıyorum müsadenizle.
Ancak bu bölüme geçmeden önce kitap içerisinde altını çizdiğim ve nedense lise yıllarımdan beri savunduğum şu tümceyi sizinle paylaşmak istiyorum:
Biz insanlar, kültürel evrimimiz aracılığıyla biyolojik evrimin temel ahdini hükümsüz kılıyoruz. (s.70)
Gaia Vince
Eveeet, geldik “Sözcük” bölümüne. Açılışı yapıyorum!
… Biyolojik sistemlerde genetik bilgi DNA ile şifrelenir. İnsanın kültürel evriminde elzem olan enformasyon -kültürel bilgi- sözcüklerle şifrelenir. … (s.75)
Gaia Vince
Şu tümce, tüm benliğiyle “tefekküre dal” diye bağırıyor. Bu zamana kadar insanlar kendi düşüncelerini aktarmak için neler neler kağıda, taşa döktüler. Bizler de bu yazılanları şu anki halihazırda bizde varolan bilgi ile yorumlamaya çalışıyoruz; halbuki o insanlar o yazdıklarına belki de ne bilgiler saklamışlardı ya da gizlemişlerdi, kim bilir. Bu bakış açım romantik bir bakış açısı değil, bu arada. Cidden sakladılar, hatta birbirleriyle konuşurken yazdıklarını bazı sözcüklerle şifrelediler. Maalesef, o şifreleri çözümlememizi sağlayan anahtarlar artık yok, bizler çölde iz arayanlar gibiyiz…
Bu yukarıda gayriihtiyari yazdığım paragrafa, Gaia Vince’den gelen cevap şu şekilde: Hikaye.
Hikayeler, anlatıda şifrelenmiş ayrıntılı kültürel enformasyon depolayan kolektif bellek bankaları olarak işlev görür. (s.78)
Gaia Vince
Karşınızda sözlü kültür! Atalarımız, yazıyı icat etmeden önce ya da şöyle diyelim yazı denilen aracın yaygın olmadığı dönemlerde sahip oldukları bilgi, beceri ve kültürü, sanki winrar dosyası gibi hikayelere sıkıştırıp, bunların nesiller boyu aktarılmasını sağlamışlar, ki bayramlarda büyükleriyle zaman geçirenler bu dediğimi hemen kafalarında canlandıracaklardır. Bizler bile biraz zorlarsak 1900’lerin başlarına kadar giden hikayeleri dedelerimizden, anneanne ya da babaannemizden duyabiliriz gibime geliyor. Neyse, sonra da gelişimsel olarak karşımıza “yazı” aracı çıkıyor zaten. Dürüst olayım, yazı efsane bi’ icat, bak şu an yazıyorum ve sizler okuyorsunuz, çok ilginç gerçekten.
Kelimeler düşüncelerdir. Dil olmazsa bir iç monoloğumuz, düşüncelerimizi düzene sokmak ya da açıkça ifade etmek için bir sistemimiz de olmaz. Farkına vardığımız duygularımız, adını koyduklarımızdır. (s.105)
Varlıklara isim vermek zihinde yeni bir bilişe, dünyayı anlamak için yeni yolara kapı açar. (s. 123)
Gaia Vince
Burayı okuyanlara önerim, bir “Büyük Türkçe Sözlük” alın, aldırın. Oradan her gün birer ikişer sözcüğe bakıp, oradan oraya atlayıp okuma yapın, yaptırın. Bildiğimiz her sözcük yukarıda da bahsettiğim o şifrelerin kırılması demek. Hacker mı olmak istiyorsunuz, sözcük dağarcığınızı geliştirin, alın size bedava hacker’lık. Böylece yaşadığınız her gün çevrenizin size sunmuş olduğu girdilerin şifrelerini kırın, boşlukları doldurun. Böylece bakış açınız daha da genişlesin.
Daha yazacak, alıntılayacak o kadar yer var ki Transandans’ın, gerisini sizlere bırakmak istiyorum. Sizler de bu kitabı okuyarak hayatlarınızda muhtemelen görmediklerinizi görmeye, düşünmediklerinizi düşünmeye başlayacaksınız. Yazımı bitirmeden, kitap içerisinde “ÖNEMLİ” diye not aldığım ve kendi hayatımda da bu duruma elimden geldiğince dikkat ettiğim şu alıntıyı sizlerle paylaşmak istiyorum. Belki bu alıntı sizlerde kamu spotu gibi bir algı oluşturacak ama bence bu konu gerçekten önemli ve gayet de ciddi.
Bir insanı utandırarak özsaygısını zedelemek, o kişi üzerinde güçlü bir psikolojik ve fiziksel etki yaratır. Beden utanç duygusuna, fiziksel bir yarada olduğu gibi, stres hormonu kortizolün aniden artması ve iltihabi yanıtla, uzun süre devam ederse zararlı olabilecek bir tepki verir. (s.145)
Gaia Vince
Bir sonraki yazımda görüşmek üzere, teşekkürler!