Natsume Soseki – Madenci

Merhaba,

Bu yayınımızda Japonya’nın en büyük modern yazarlarından Natsume Soseki’nin Madenci romanını tanıtacağım. Türkçe’ye kazandırılmış yeni bir eser olan Madenci, Türk okurları ile 2018 yılı içerisinde buluştu.

İlk olarak Japon edebiyatının büyük modern yazarlarından birisi olan Natsume Soseki ile başlayalım. Natsume Soseki 1867 yılında doğmuş ve 49 yıllık ömrüne çok sayıda roman, öykü ve yazı sığdırmıştır. Natsume Soseki’nin gerçek ismi Natsume Kinnosuke’dir. Natsume Soseki üniversite eğitimini İngiliz edebiyatı bölümünde tamamlamış daha sonra ise hükümet bursu ile eğitim için İngiltere’ye gitmiş. Orada 2 yıl kaldıktan sonra 1903 yılında Japonya’ya geri dönmüştür. Bunun dışında Japonya içerisinde İngilizce öğretmeni olarak da çalışmıştır. Bizzat kendimin de eğitim için bulunduğum Kumamoto Üniversitesi’nin atası olan 5. Lise olarak da Türkçe’ye çevirebileceğimiz 第五高等学校’da İngilizce öğretmeni olarak görev yapmıştır. Buna ithafen Kumamoto Üniversitesi’nde Natsume Soseki’nin bir heykeli de bulunmaktadır.

Ayrıca 1984 yılında basımına başlanan ve 2007 yılında dolaşımdan çekilen 1000 yen banknotlarında Natsume Soseki bulunmaktadır.

Natsume Soseki’nin Türkçe’ye kazandırılmış toplam 7 eseri daha bulunmaktadır. Bunların yazarın romanlarını yayınladığı tarih sırasıyla şu şekildedir;

Ben Bir Kediyim – 1905-1906 (Panama Yayıncılık ve Ötüken Neşriyat)

Küçük Bey – 1906 (Oğlak Yayıncılık ve Maya Kitap)

Üç Köşeli Dünya – 1906 (Konu Kitap)

Sanşiro – 1908 (Maya Kitap)

On Gece Düşleri – 1908 (Africano Kitap)

Gönül – 1914 (Paraf Yayınları – Maya Kitap)

Cam Kapının Ardı – 1915 (Africano Kitap)

Madenci dizisine ise 1908 yılında Asahi Gazetesi’nde başlamıştır. Roman ismini bilmediğimiz bir anlatıcının evini terkedip amaçsızca yürürken kendisini bir bakır madeni işletmesinde bulduğu o süreci anlatışını bizlere sunmakta. Açıkçası roman anlatıcısının yaşadığı o 3-4 günlük süreci gerçekten her bir ayrıntısını hatırlayacağınız şekilde sizlere sunuyor. Daha doğrusu sizi birkaç saatlik küçük bir simülasyonun içerisine sokuyor bile diyebilirim. Buna ek olarak anlatıcının yer yer kendi düşünce ve duygularını açıkladığı bölümler de günlük hayatımızda çok fazla düşünmediğimiz ya da amiyane tabirle kafa yormadığımız bazı konuları bizlere sert bir şekilde hatırlatıyor.

Madenci Türkçe’ye Sinan Ceylan tarafından çevrilmiş ve 2018 yılında da Jaguar Kitap tarafından basılmış. Haruki Murakami’nin son sözüyle basılan Madenci toplam 216 sayfadan oluşmakta.

Bu haftaki paylaşımımda Natsume Soseki’nin Madenci eserini ele aldım. Gelecek yayınlarımızda görüşmek üzere.

Daha önceki yayınlarımızda tanıtımını yaptığımız Natsume Soseki’nin Cam Kapının Ardı eseri bu linkten okuyabilirsiniz.

Madenci eseri hakkındaki yazının 2018 yılında kaydedilmiş podcast halini aşağıdaki Youtube kanalımızdan da dinleyebilirsiniz!

Junichirō Tanizaki – Bir Kedi, Bir Adam, İki Kadın

Merhaba,

Bu hafta Junichirō Tanizaki’nin Bir Kedi, Bir Adam, İki Kadın eserini ele alacağım. İlk olarak eserin yazarı ile ilgili kısaca bilgi vereyim. Junichirō Tanizaki, 20. yüzyılın büyük yazarlarından birisi olarak kabul edilmekte. Kendisi 1886 yılında doğmuş, 1965 yılında ise hayatını kaybetmiş. Bu yayında ele aldığımız eserini ise 1936 yılında yayınlamış. Yani yaklaşık 80 yıl önceki Japonya’yı, Japon toplumunu ve insan ilişkilerini azıcık da olsa görebileceğimiz bir eser Bir Kedi, Bir Adam, İki Kadın.

Junichirō Tanizaki, Dövmeci olarak İngilizce’ye çevrilen 刺青 adlı ilk öyküsünü 1910 yılında yayınlamış. Araştırdığım kadarıyla bu öyküsünün hem TV dizisi hem de filmi çekilmiş ki filminin de birkaç farklı versiyonu bulunmakta. Junichirō Tanizaki’nin hayatındaki dönüm noktalarından birisi de 1923 Büyül Kantō Depremi. Tanizaki bu felaketten sonra Osaka’ya yerleşiyor ve o zamana dek yaşayagelmiş Batılı hayat şeklini değiştiriyor. Bunun sonucunda da Japon geleneğine ve kültürüne karşı büyük bir ilgi duymaya başlıyor.

Junichirō Tanizaki’nin çok sayıda eseri de bulunmakta. Bu eserlerinden bazıları Türkçe’ye kazandırılmış. Bu eserler;

  • Naomi 1924
  • Sazende Şunkin 1933
  • Nazlı Kar 1943-1948
  • Anahtar 1956
  • Çılgın Bir İhtiyarın Güncesi 1961

Bir Kedi, Bir Adam, İki Kadın öyküsünün konusuna geçersek eserin adından da anlaşılacağı üzere bu öykü Lili adındaki bir kedinin etrafında gerçekleşen bir adam ve iki kadının hikayesini bizlere anlatmakta. Bir gün Şinako eski kocası Şozo’nun eşine yani Fukuko’ya bir mektup yazar ve kendisinden Şozo’nun en çok sevdiği kedisini ona vermesini ister. Öykümüz tam da burada başlar. Açıkçası öykü ile ilgili size daha fazla bilgi vermek istemiyorum. Çünkü merakla bir çırpıda okuyacağınızı düşünüyorum. Benim gerçekten çok hoşuma gitti bu öykü. Hatta bundan önce sizlere tanıttığım Banana Yoshimoto’nun Mutfak eserine ve film sohbetleri serisinde izlediğimiz Fransız filmi L’avenir’e bu öyküyü çok benzettim nedense. Bunun dışında öykünün 1956 yılında filmi yapılmış. Hatta TV dizisi haline de getirilmiş.

Bir Kedi, Bir Adam, İki Kadın eseri Türkçe’ye orijinal dilinden Sinan Ceylan tarafından kazandırılmış ve 2017 yılında da Jaguar Kitap tarafından basılmıştır. Eser toplam 104 sayfadan oluşmakta. Şunu da belirteyim kapak tasarımı sade ve çok şık gerçekten.

Bu haftaki paylaşımımda Tanizaki’nin Bir Kedi, Bir Adam, İki Kadın eserini ele aldım. Gelecek haftaki yayınımızda görüşmek üzere.

İyi okumalar!

Youtube kanalımızda yukarıda okuduğunuz yazının podcastini dinleyebilirsiniz;

Makoto Shinkai & Tsubasa Yamaguchi – Kadın ve Kedisi

Üniversite bitip de iş hayatına atıldıktan sonraki süreçte zaman zaman “Ben hangi noktadayım? Gerçekten de burada mutlu muyum?” gibi sorular sorarak hayatta kendimize bir yer bulmaya çalışıyoruz. Mangada, kedisiyle birlikte yaşayan bir kadının bu sorularına cevap aradığı dönemi okuyoruz.

Tek cilt olan manga, 2016 ylında Makoto Shinkai (新海 誠) tarafından yazılmış, Tsubasa Yamaguchi (山口つばさ) tarafından çizilmiş. Her ne kadar manga 2016 yılında çıkmış olsa da aslında daha eski bir geçmişi var. İlk defa 1999 yılında, Makoto Shinkai’nin tek başına hazırladığı ve kedi karakterini seslendirdiği beş dakikalık bir anime olarak izleyici karşısına çıkıyor. Mangayla aynı ismi (Kadın ve Kedisi – 彼女と彼女の猫 – She and Her Cat) taşıyan bu anime, 2000 DoGA CG Animasyon Yarışması’nı kazanıyor ve CoMix Wave Films (株式会社コミックス・ウェーブ・フィルム) isimli Japon animasyon stüdyosunun ilgisini çekiyor. Stüdyo, Makoto Shinkai’yi işe alıyor ve birçok projesinde yönetmen olarak görev veriyor. Bu da Makoto Shinkai’nin üne kavuşmasına yardımcı oluyor.

1999 yılında çıkmış olan bu anime, 4 – 25 Mayıs 2016 tarihleri arasında dört bölümlük bir anime serisi haline getirilerek yayınlandı. İlk animedeki olaylar yerine farklı olayların anlatıldığı bu anime serisinden sonra, serideki olayların devamı şeklinde Nisan ve Mayıs 2016’da manga olarak “Monthly Afternoon” isimli dergide yayımlandı. Ardından, Ağustos 2016’da tek cilt olarak basıldı.

Manganın Türkçe baskısı Gerekli Şeyler Yayıncılık tarafından yapılmış. Kitabın çevirisini Ayşenur Sayıt yapmış. Kendisi, aynı yayınevinden çıkan ve Makoto Shinkai’nin eserleri olan; Saniyede Beş Santimetre (秒速5センチメートル), Senin Adın (君の名は。) ve Seninle Bir İklim (天気の子) isimli mangaları da çevirmiş. Aynı zamanda, yine aynı yayınevinden çıkan Haikyu!! (ハイキュー!!) isimli manga serisinin de çevirmeni.

Mangada, üniversiteyi yeni bitirmiş ve iş hayatına atılmış genç bir kadının kedisiyle birlikte yaşadığı küçük apartman dairesini ziyaret ediyoruz. Genç kadın, tek başına ayakta durabildiği için mutludur ancak etrafındakiler ve yaşadığı olaylar nedeniyle ne yapması gerektiğini bir türlü kavrayamamaktadır. Kafasındaki karmaşadan biraz olsun uzaklaşabildiği zamanlar ise kedisiyle birlikte geçirdiği zamanlardır. Kedisi de tıpkı kendisi gibi etrafındaki hayatı anlamaya çalışmaktadır. Mangadaki tüm olaylar kedinin bakış açısından okuyucuya veriliyor. Aynı dili konuşamayan, birbirlerini anlamakta zorlanan iki canlının sadece hissettikleriyle ortak noktalar bulabildikleri bu küçük apartman dairesindeki hüznün umuda dönüştüğü bir yolculuğa çıkıyoruz.  

İçerisinde aksiyon dolu olayların yaşanmadığı, son derece sakin ilerleyen bir konusu var. Ancak üniversiteyi bitirip işe başladıktan sonra benzer süreçler yaşamış okurların kendini yakın hissedeceği karakterler barındırıyor. Bu sebeple, benzer durumlarla karşılaşmamış kişilerin oldukça sıkıcı bulabileceği bir manga olma ihtimalini de not etmek gerek.  

Kedileri seviyorsanız, hayatın içinden bir şeyler okumak istiyorsanız bu mangaya bir göz atmanızı öneririm.

Herkese iyi okumalar!

Tepedeki Rüzgar kanalında, bu manga ile ilgili videomu seyredebilirsiniz;

Ryosuke Takeuchi & Takeshi Obata – All You Need is Kill (Öldür Yeter)

Bir türlü sona ermeyen bir döngünün içinde olsanız ve her gün aynı olayları tekrar tekrar yaşamak zorunda kalsanız ne hissederdiniz? Mangada, ana karakterimiz Keiji Kiriya’nın dünyayı işgal eden Taklitçiler adlı uzaylılarla savaşında bir döngüden kurtulmaya çalışmasını okuyoruz.

İki ciltten oluşan manga, 2004 yılında Hiroshi Sakurazaka (桜坂 洋) tarafından yazılmış “All You Need is Kill” (オール ユー ニード イズ キル) isimli romanın manga uyarlaması. 2014 yılında Ryōsuke Takeuchi (竹内 良輔) tarafından romandan mangaya uyarlanan bu eserin çizimlerini Takeshi Obata (小畑 健) yapmış.  Takeshi Obata, aynı zamanda dünyaca ünlü “Death Note” isimli manganın da çizeri. Kitabın Türkçe baskısı Akılçelen Kitaplar tarafından yapılmış. Ancak kitapların içinde çevirmenle ilgili bir bilgi yer almıyor. Sadece internet üzerinden, Boğaç Erkan’ın çevirmen olduğu bilgisine ulaşabildim. Ancak bu da kesin mi bilemiyorum. Manganın ilk cildinde “Yayına Hazırlayan” olduğu bilgisi verilmiş. Aynı zamanda manganın Japonca’dan mı yoksa başka bir dilden mi çevrildiği bilgisi de yer almıyor.  

Manga serisinin konusuna gelecek olursam; dünya, “Taklitçiler” ismindeki uzaylılar tarafından işgal altındadır. Bir türlü yenilemeyen bu düşman karşısında “Birleşik Savunma Ordusu”nun da yapabileceği pek bir şey kalmamıştır. Yine de yılmadan savaşa devam etmektedirler. Acemi bir asker olan Keiji Kiriya da bu savaşta girdiği ilk çatışmada hayatını kaybeder. Buna rağmen; ilginç bir şekilde, kendini savaşın bir gün öncesinin sabahında bulur. Bu andan itibaren aynı olayları tekrar tekrar yaşadığı bir döngüye girer. Bu döngü devam ederken en ünlü askerlerden biri olan Rita Vrataski ile tanışır.   

Okurken keyifli vakit geçirebileceğiniz, aksiyon dolu bir manga. Bilim kurgu öğeleri de bolca yer alıyor. Başlarda biraz kafa karıştırıcı olsa da ilerleyen bölümlerle birlikte her şey yerli yerine oturuyor. Aynı zamanda mangadaki karakterlerin geçmişleri ve hissettikleri hakkında da bilgiler alabildiğimiz için onların yaşadıkları zorluklara dahil olabiliyoruz.

Bu manganın aynı zamanda 2004 yılındaki romanın temel alınarak uyarlandığı bir filmi de bulunmakta. Doug Liman’ın yönettiği, Tom Cruise ve Emily Blunt’ın başrolleri paylaştığı, 2014 yılında çıkan film uyarlaması ile manga arasında bazı farklılıklar bulunmakta. Filmin ilerleyişindeki bazı olaylar değiştirilmiş, özellikle de filmin son kısmıyla manganın son kısmı birbirinden oldukça farklı. Bunlara rağmen, iyi bir uyarlama olduğunu söyleyebilirim.

Bilimkurgu öğeleri içeren, karakter gelişimi odaklı öyküleri ve mecha türünde animeleri seviyorsanız göz atmanızı öneririm.

Herkese iyi okumalar!

Tepedeki Rüzgar kanalında, bu manga serisi ile ilgili videomu seyredebilirsiniz;

Banana Yoshimoto – Mutfak

Herkese merhaba,

Bu haftaki çeviri eser tanıtımımda Banana Yoshimoto’nun Mutfak eserini ele alacağız. Açıkçası lisans dönemimde bu kitabın ismini birçok kez duymuştum ve hiç okuma fırsatım olmamıştı. Geçen hafta içerisinde kütüphanede Japon yazarların Türkçe’ye çevrilmiş eserlerine göz gezdirirken Mutfak eserine denk geldim. Eser sayfa sayısı olarak da çok fazla olmadığından hemen okumaya başladım ve hızlı bir şekilde öyküyü tamamladım.

Mutfak eseri içerisinde 2 öykü bulundurmakta. Bunlardan birisi eserin ismini aldığı “Mutfak”, diğer ise “Ay Işığı Gölgesi” adlı öykü. Ben bu yayınımda Mutfak öyküsünü kısaca ele alacağım. Tabi öyküye geçmeden önce yazarımız ile ilgili bilgi verelim.

Banana Yoshimoto 1964 doğumlu bir yazar, ancak kendisinin gerçek ismi Mahoko Yoshimoto’dur. 2002 yılından 2015 yılına kadar Banana Yoshimoto’yu takma adı olarak kullanmış ve bu ismi de Hiragana olarak yazmıştır.

Yazarın ilk çıkış yaptığı öyküsü tahmin edeceğiniz üzere Mutfak öyküsü. Bu eser Japonya’da 1988 yılında キッチン(kiççin) ismiyle basılmıştır. Ancak bu öykü basılmadan önce, yani 1987 yılında, 海燕新人(kaien şincin) Edebiyat Ödülünü almıştır. Buna ek olarak bu öykü 1989 yılında ve 1997 yılında filme uyarlanmıştır. Bunun dışında yazarın ödül aldığı farklı eserleri de bulunmaktadır. Bunlardan birkaçını söylersek, TUGUMI adlı romanı ile 1989 yılında 山本周五郎(Yamamato Shuugorō) ödülünü almış, アムリタ(AMRITA) eseri ile de 紫式部(Murasaki Şikibu) edebiyat ödülünü kazanmıştır.

Mutfak öyküsü, Mikage Sakurai’nin hayattaki tek ailesi olan büyükannesini yitirmesi ile başlamaktadır. Genç bir kız olan Mikage, büyükannesinin ölümü ile yıkılmıştır. Ancak bir gün tanıdıkları olan Yoichi Tanabe onun kapısını çalar ve kendisini evlerine davet eder. Mikage ise bu daveti kabul eder ve onlara taşınır. Öykü de burada başlar.

Öyküyü okuduğunuzda siz de fark edeceksinizdir ki öykü gerçekten çok sade bir dil ile anlatılmakta ve karakterlerin duygu durumlarını bir şekilde kafanızda canlandırabiliyorsunuz. Ayrıca öyküyü okurken Japonya kültürünü az da olsa tadabilirsiniz diye düşünüyorum.

Mutfak eseri Türkçe’ye Alev Durucan tarafından kazandırılmış ve 1998 yılında da Arion Yayınları tarafından basılmıştır. Eserin Türkçe’si 144 sayfadan oluşmakta ve yanlış araştırmadıysam satışı da hala devam etmektedir.

Bu haftaki paylaşımımızda Banana Yoshimoto’nun Mutfak eserini ele aldık. Gelecek haftaki yayınlarımızda görüşmek üzere.

Youtube kanalımızda yukarıda okuduğunuz yazının podcastini dinleyebilirsiniz;